ithalat gözetim uygulaması

İthalat Gözetim Uygulaması

Bu makalede, Türkiye’de geçerli olan ithalat gözetim uygulaması incelenecektir. Ekonomik gelişmeleri hızlandırmak ve yerli üreticiyi korumak amacıyla uygulanan bu prosedürler, çok değişik ihtilaflara konu olabilmektedir. 

İthalat Gözetim Uygulaması Nedir? 

Gözetim uygulaması; özellikle bir malın ithalatının yerli üreticilere zarar veya zarar tehdidine yol açacak bir nitelikte olup olmadığının tespiti amacıyla izlenen prosedürlerin başında gelmektedir. Yani gözetim uygulamasının ana amacı, yerli üretimin haksız rekabet karşısında dezavantajlı konuma düşürülmesinin engellenmesidir. 

Zarar veya zarar tehdidinin varlığı; ilgili malın ithalatının miktarı aşması veya bazı şartları taşıması halinde “gerçekleşmiş” kabul edilebilmektedir. 

İthalat Gözetim Belgesi Nedir?

İthalatının yerli üreticilere zarar verebilecek veya zarar tehdidine yol açacak bir nitelikte olabilecek eşya için verilen belgeye gözetim belgesi denir. Gözetim belgesi, ilgili malın ithalatın gerçekleştirilmesinin ön şartı niteliğindedir.  Bu belge ile eşyanın ithalat seyri izlenerek malın ithalatının yerli üreticiler üzerinde zarar veya zarar tehdidi oluşturup oluşturmadığı tespit edilecektir. 

İthalat Gözetim Uygulaması İçin En Temel Mevzuat Hangisidir? 

İthalatta gözetim uygulamasına yön veren en temel hukuki metinler,  3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’dur. 

10/05/2004 tarih ve 2004/7304 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile İthalatta Gözetim Uygulaması Hakkında Karar

10/05/2004 tarih ve 2004/7304 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile İthalatta Gözetim Uygulaması Hakkında Karar’ın 1. maddesinde, “bu Karar bir malın ithalatında kaydedilecek gelişmelerin yakından izlenmesi amacıyla o malın ithalatında gözetim uygulamasına ilişkin usul ve esasları kapsar.” hükmü yer almaktadır. 

Ayrıca Ekonomi Bakanlığı (2018 yılından itibaren Ticaret Bakanlığı) tarafından çıkarılan Tebliğler, uygulamaya doğrudan yön vermektedir. Örneğin 22.06.2017 tarih ve 30104 sayılı Resmi Gazate’de yayımlanarak yürürlüğe giren İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğ (Tebliğ No:2017/9) bunlardan biridir. Tebliğ ile listelenen eşyanın ithalatında, gözetim belgesinin gerekli olduğu hükme bağlanmıştır. Bu türden Tebliğ hükümlerinin uygulanmasını da halihazırda Ticaret Bakanlığı yürütecektir. 

Burada ayrıca “Damping” kavramının neyi ifade ettiği konusunda ayrıntılı bir analiz için Anti Damping Önlemleri başlıklı makalemize online erişebilirsiniz. 

İthalat Gözetim Belgesi Nereden Alınır? 

10/05/2004 tarih ve 2004/7304 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile İthalatta Gözetim Uygulaması Hakkında Kararın 4. maddesinde, “Bir malın ithalatında gözetim uygulanmasına ilişkin kararın, başvuru üzerine veya re’sen yapılacak bir değerlendirme sonucunda Müsteşarlık (İthalat Genel Müdürlüğü) tarafından verilir. Yapılacak değerlendirmede ithalatın gelişimi, ithal şartları ve ithalatın yerli üreticiler üzerindeki etkisi dikkate alınır. Gözetim kararı gözetim belgesi düzenlenmesi yoluyla ileriye yönelik olarak veya gerçekleşen ithalatı değerlendirmek üzere geçmişe dönük olarak uygulanabilecektir. İleriye yönelik gözetime tabi bir malın ithalatında gümrük mevzuatının gerektirdiği belgelerin yanı sıra “Gözetim Belgesi” de aranır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Bu bağlamda, gözetim belgesi başvurularının, ilgili Tebliğ’de belirtilen formlar ile belgelerin dikkatli bir şekilde hazırlanması ile Ticaret Bakanlığı’na yapılması gerekmektedir. Gözetim belgeleri, Ticaret Bakanlığı (İthalat Genel Müdürlüğü) tarafından başvuru yapan ithalatçı kişi ve/veya firmalar adına düzenlenmektedir.

İthalat Genel Müdürlüğü tarafından gerekli görülmesi veya iletilen bilgi ve belgelerde çelişki görülmesi halinde ek bilgi veya belge istenilebilecektir. 

İthalat Gözetim Belgesinin Verilmemesi Halinde İzlenmesi Gereken Hukuki Süreç Nedir? 

Başvuru ya da inceleme aşamasında istenen belgelerde başvuru sahibinin beyanının gerçeğe aykırı olduğunun veya sunduğu bilgi ve belgelerde tutarsızlık veya eksiklik bulunduğunun tespit edilmesi halinde gözetim belgesi düzenlenmez. Ayrıca gözetim belgesi talebi doğrudan reddedilebilir. Bu durum, ilgili malın, gösterilen birim fiyat değeri üzerinden ithalatının yapılmasını zorlaştıran bir tabloya işaret eder.

Bu durumda, malın ithalatının  yerli üretim üzerinde zarar ve/veya zarar tehdidine yol açmadığı veya bu ikisi arasında herhangi bir nedensellik bağının bulunmadığı ve ayrıca ilgili Tebliğ’de belirtilen şartların yerine getirildiği etraflı bir şekilde açıklanarak idari dava açılabilecektir. Ayrıca idari dava dilekçesinde ret gerekçesi olarak başvuru sahibinin beyanının gerçeğe aykırı olduğunun veya sunduğu bilgi ve belgelerde tutarsızlık veya eksiklik bulunduğu hususlarına atıf yapılmışsa bunların aksi de ortaya konulmalıdır.

Diğer taraftan ilgililer aynı zamanda bu ret işleminin dayanağı olan Tebliğ hükmünün de iptalini isteyebilirler. Gerçekten de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7’nci maddesi uyarınca ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler.

Açılan İptal Davasında İdare Mahkemesi Nasıl Bir İnceleme Yapacaktır?  

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2’nci maddesine göre idari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. Bu madde gereğince idare mahkemesi, gözetim belgesi verilmesi talebinin reddine ilişkin işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri yönünden hukuka aykırılık olup olmadığını inceleyecektir. İdare mahkemesinin incelemesi özellikle, 

  • Gözetim belgesi talebinde bulunulan malın ilgili Tebliğ’de belirtilen birim gümrük kıymetine uygun düşüp düşmediği,
  • Malın birim gümrük kıymeti dâhil olmak üzere başvuru sahibinin beyanının gerçeğe uygun düşüp düşmediği,
  • Gözetim belgesi için sunulan bilgi, belge ve formlarda bir eksiklik veya tutarsızlık bulunup bulunmadığı,
  • Malın ithalatının yerli üretici üzerinde bir zarar veya zarar tehdidi oluşturup oluşturmayacağına odaklanacaktır. 

İthalat Gözetim Uygulamasında Yargı İçtihatları Ne Yönde Seyretmektedir?

İdari yargının yerleşik kararlarına göre, gözetim uygulaması öngörülmesi aşamasında, gözetim önlemi uygulanmasına karar verilen eşyanın, belirlenen bir kıymetin altında ithal edilmek istenilmesi halinde, sadece, “gözetim belgesi” ibrazı zorunluluğu getirildiğinden, bu zorunluluğa uyulmaması hali, Gümrük Kanunu hükümlerine göre ek tahakkuk yapılmasını gerektirir bir durum olarak değerlendirilemeyecektir.

Nitekim, 26/06/2020 tarih ve 31167 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun E:2020/1, K:2020/1 sayılı Bölge İdare Mahkemesi Kararları Arasındaki Aykırılığın Giderilmesi İstemi Hakkında Karar’da; gözetim uygulamasının başlatılması durumunda herhangi bir koruma tedbirinden söz edilemeyeceği, bu aşamada, o malın ithalinin herhangi bir kısıtlama, vergi oranında artış, eşik kıymet belirlenmesi veya ek mali yükümlülük uygulamasının söz konusu olmayacağı, sadece bir malın ithalinde yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesinin amaçlandığı ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için gözetim belgesinin ibrazının istendiği, bu zorunluluğa uyulmamasının ise Gümrük Kanunu hükümlerine göre ek tahakkuk yapılmasını gerektirir bir durum olmadığı belirtilmiştir.

İthalat Gözetim Uygulaması Kapsamında Yargı İçtihatları Nasıl Bir Yasal Değişikliği Doğurmuştur? 

2021 değişikliği ile gümrük kıymetini kendiliğinden artırarak gözetim uygulamasına dahil olmayanların, ithalat işlemi tamamlandıktan sonra kendiliğinden artırılan gümrük kıymeti sonucu ödedikleri fazla vergileri geri almalarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Buna göre 4458 sayılı Kanunun 13’üncü maddesine “veya ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması” ibaresi eklenmiştir. Gerçekten de 28.07.2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7333 sayılı “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 13. maddesi ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211’nci maddesinin birinci fıkrasının yeni hali şu şekildedir: 

Kanunen ödenmemeleri gerektiği halde ödenmiş olduğu belirlenen gümrük vergileri geri verilir. Kanunen tahakkuk ettirilmemeleri gerektiği halde tahakkuk ettirilen gümrük vergileri kaldırılır. Ancak, kanunen ödenmemesi veya tahakkuk ettirilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat veya ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse, bu vergilerin geri verilmesine veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilmez

Sonuç 

İthalat gözetim uygulaması, Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü aracılığıyla yönetilen ve zaman zaman karmaşık ihtilaflara dönüşebilen bir  tür gümrük uygulamasıdır. İthalatta gözetim belgesi başvuruların ve başvurular sonrasında temin edilecek gözetim belgesinin gereklilikleri ancak kapsamlı bir hukuki danışmanlık ile yerine getirilebilecektir. Çeşitli nedenlerle gözetim belgesi başvurusunun reddine karşı açılacak idari davaların, detaylı bir teknik ve hukuki destek sağlanmaksızın yönetilmesi çok zordur.

İthalatçılar açısından gözetim belgesi temini için doğru hukuki adımlar atılması için bu türden bir destek birer zorunluluktur. Aynı gereklilik, yargı içtihatları ile geliştirilen yeni Kanuni düzenleme ve bu düzenlemenin sonuçlarının doğru anlaşılması için de geçerlidir. 

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir