vesayet davası

Vesayet Davası ve Vasi Tayini

Vesayet davası, vasi, velayet gibi genel konuların ele alındığı bu makalemizde; vesayeti gerektiren durumlar, yetkili mahkeme, vesayet davasını kimler açabilir, vasi olmak, vesayetin sona ermesi, vesayet makamı kararlarına itiraz gibi konular ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

Vesayet Davası Ne Demek?

Velayet altında bulunmayan küçükler ile kısıtlama altında bulunan ve kendi haklarını koruma kabiliyetinden yoksun kişilerin haklarını korumak amacıyla açılan davalara vesayet davası denir. Bu anlamda aşağıdaki tanımları da bilmekte fayda vardır.

Vesayet; kişisel ve mali haklarını korumak kabiliyet ve imkânından yoksun ergin kişiler (örneğin 1 yıl ve daha uzun süre hapis cezası almış yetişkin bireyler) ile anne ve babasının velayeti altında olmayan küçüklerin (örneğin anne babasını 5 yaşında iken kaybeden çocuk)  şahsi ve malvarlığı haklarını korumak gayesiyle 4721 sayılı Medeni Kanunun 396 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bir kurumdur.

Bu kurumun inşa edilmesinde gözetilen amaç küçük veya yetişkin olmasına rağmen çeşitli sebeplerle kısıtlı olanların kişilik hakkı ve malvarlığına ilişkin konularda devlet eliyle korunmasıdır.

Vesayet altına alınmak Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ile gerçekleşir. Bu durum hukuki bir gereklilikten kaynaklanabilir ya da bazı durumlarda kişinin talebiyle de vesayet kararı alınabilir.Vesayeti gerektiren hâller Medeni Kanun 404, 405, 406 ve 407 maddelerinde, kişinin kendi isteği üzerine vesayet altına alınması ise 408. maddede düzenlenmiştir.

Vesayet, kişinin sadece belli işlerini yürütmek veya malvarlığını idare etmek görevleri bulunan başka bir vesayet organı olan kayyımdan farklıdır.

Vesayet, yalnızca anne veya babaya tanınmış olan ve doğal olarak doğumla gerçekleşen velayetten de farklıdır.

Vesayet Organları Nelerdir?

Vesayet organları, vesayet daireleri ile vasi ve kayyımlardan oluşur.

Vesayet daireleri vesayet makamı ve denetim makamından oluşur.

Vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi, vasi atanan kişinin sorumluluklarını kontrol etmekle yükümlüdür. Görevleri Medeni Kanunun 462. Maddesinde sayılmıştır. Başka bir deyişle vasi 462. maddedeki işleri Sulh Hukuk Mahkemesinin izni olmadan yapamaz.

Denetim makamı, asliye hukuk mahkemesidir.Yetkileri ve görevleri TMK 463. Maddesinde sayılmıştır.

Vasi, vesayet altına alınan kişiyi temsil ve idare etmesi için tayin edilir. Medeni Kanunun 403. Maddesine göre vasi, vesayeti altındaki kişinin mal ve şahıs varlığına ilişkin hak ve menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle sorumlu kişidir. Yani kendisini temsilden ve aktif ile pasif malvarlığını yönetmekten aciz kişiyi bu hususlarda temsil edecek kişi vasidir.

Atanmış vasi kişinin malvarlıklarıyla ilgili yönetim işlerinden sorumludur. Ancak bu durum vasinin mal varlığı üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunacağı anlamına gelmez. Vasi sorumlu olduğu kişinin aleyhine işlem icra edemez, örneğin bağışlama. Yine vasi kendi malvarlığını artırıcı yönünde sorumlu olduğu kişi aleyhine işlem tesis edemez. Örneğin vasi olarak atandığı kişinin evini Sulh Hukuk Mahkemesinin izni olmadan satamaz.

Hangi Durumlarda Vasi Tayin Edilir?

Bu husus Medeni Kanunun 404-409 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre yaş küçüklüğü, kişinin hakkında kısıtlanma kararı verilmesi, vasi hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı ceza ve isteğe bağlı vesayet sayılabilir.

Yaş Küçüklüğü Nedeniyle Vasi Tayini

Bu hallerden ilki yaş küçüklüğüdür. 18 yaşından küçükler reşit değildir ve küçük olarak adlandırılırlar. Küçükler kural olarak anne babasının velayeti altındadırlar. Küçüklerde yani çocuklarda vesayet ancak çocuğun velayet altında olmadığı durumlarda söz konusu olur. Örneğin anne babanın her ikisinin de ölmesi, evliliğin iptali (çocuğun menfaati gereği anne babadan velayet alınıp 3. kişiye verilebilir).

Görevlerini yaptıkları esnada vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar. Bu durumda vesayet davası açmayı gerektirir.

Kısıtlanma Nedeniyle Vesayet Davası

Vesayet altına alınmayı gerektiren diğer bir neden belirli nedenlerin olması durumdan kişinin kısıtlanmasına ilişkin durumlardır.

Kısıtlama başlığı altında incelenecek sebeplerden ilki akıl hastalığı veya akıl zayıflığıdır. Kendisinde bu hal bulunan kişiler işlerinin görülmesi, korunma ve bakım için sürekli yardıma ihtiyaç duyarlar ve bu nedenle vesayet altına alınırlar. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığının mutlaka resmi sağlık kurulu raporu ile ispat edilmesi gerekir. Raporda kişinin dinlenmesine yer olmadığı yer alıyorsa hâkim vesayet altına alınacak kişiyi dinlemez ancak böyle bir ibare yoksa hâkim kişiyi takdiren dinleyebilir.

Örneğin yaşça büyük olmasına rağmen Alzheimer hastalığı sebebiyle akıl zayıflığına maruz kalan kişi, ailesinin, idarî makamların, noterlerin ve mahkemelerin bildirimi ile yetkili vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından vesayet altına alınıp, kişinin oğlu ya da eşi kendisine vasi olarak atanabilir.

Kötü Yönetim Sebepleri

Vesayet altına alınmayı gerektiren kısıtlanma hallerinden üçüncü sebep başlığı altında savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim sebepleri sayılır. Tek başına bu sebepler kişinin kısıtlanması için yeterli değildir. Kişinin kendisi ve ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açması ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olması ya da başkalarının güvenliğini tehdit etmesi durumları ispatlandığında kişi ergin olsa da vesayet altına alınabilir. Bu şartların oluşması halinde bile kısıtlama kararı verilmeden önce hakim kişiyi dinler.

Hakkında Hürriyeti Bağlayıcı Bir Cezaya Hükmedilmesi

Vesayet altına alınmayı gerektiren bir diğer sebep bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya hükmedilmesidir. Mahkûmiyete sebep olan hüküm kesinleştiğinde cezayı yerine getirmekle görevli infaz savcılığı, hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili Sulh Hukuk Mahkemesine bildirmekle yükümlüdür. Kişinin hapis süresinin sona ermesiyle vesayet ortadan kalkar.

İsteğe Bağlı Vesayet Kararı

Son olarak isteğe bağlı vesayet kararı verilebilir. Yaşlılık, engelli olmak, deneyimsizlik ve ağır hastalık sebebiyle ayırt etme gücüne sahip yetişkin kişi işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat etmek suretiyle kendisi vesayet altına alınmayı talep edebilir.

Vesayet Davası Yetkili Mahkeme Neresidir?

Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine yani Sulh Hukuk Mahkemelerine aittir. Yetkili Sulh Hukuk Mahkemesinin izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur. Hükümlülük nedeniyle vesayet davasında yetkili mahkemenin belirlenmesinde, hükümlünün cezaevine girmeden önceki son yerleşim yeri adresi esas alınır.

Vesayet Davasını Kimler Açabilir?

Görevlerini yaptıkları esnada vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.

Vesayet sebebinin çeşidine bağlı olmak üzere anne-baba, eş, çocuklar veya kişinin kendisi de vesayet altına alınmayı talep edebilir.

Kimler Vasi Olabilir?

Yetkili Sulh Hukuk Mahkemesi, ergin ve görevi yapabilecek kişiyi yani vasiliğe engel bir hali bulunmayan kişiyi vasi olarak atar. Öncelikle ve genellikle özel bir durum yoksa kişinin eşi, çocuklarından biri ya da yine yakın akrabalarından birisi vasi olarak tayin edilir. Bazı durumlarda birden çok vasi birlikte de atanabilir, bu durumda vasilerin buna rıza göstermesi gerekir.

Vasi tayininde yerleşim yerlerinin birbirlerine yakınlığı ve kişisel ilişkiler göz önünde tutulur.

Haklı sebepler olmadıkça, vasiliğe, vesayet altına alınacak kişinin ya da ana veya babasının gösterdiği kimse atanır.

Ergin bir kişi hakkında kısıtlama kararı verilecek ve kendisine anne ya da babası vasi atanacak olursa hükümde mahkemece kişinin vesayet altına alınmasına karar verildikten sonra vasinin anne ya da babası olması nedeniyle kişinin velayet altında bulundurulmasına şeklinde hüküm kurulmalıdır. Bunun önemi velayet yetkisinin vasi yetkilerinden farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Velayet daha geniş bir yetkiyi ve bazı hallerde vesayet makamından izin almadan işlem yapma hakkını vermektedir.

Vesayet altına alınan kimsenin yerleşim yerinde oturanlardan vasiliğe atananlar, bu görevi kabul etmekle yükümlüdürler.

Kimler Vasi Olmaktan Kaçınabilir?

  1. Altmış yaşını doldurmuş olanlar,
  2. Bedensel engelleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar,
  3. Dörtten çok çocuğun velisi olanlar,
  4. Üzerinde vasilik görevi olanlar,
  5. Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları.

Kimler Vasi Olamaz?

  1. Kısıtlılar (yani zaten vesayet altında olanlar),
  2. Kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler,
  3. Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar,
  4. İlgili vesayet daireleri hâkimleri vasi olamazlar.

Vesayetin İlanı

Kısıtlama kararı, kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilân olunur. Kısıtlama, iyiniyetli üçüncü kişileri ilândan önce etkilemez.

Vasilik Görevine İtiraz

Türk Medeni Kanununun 422 – 424. Maddelerinde vasilik görevine itiraz ile ilgili bilgilere yer verilmiştir. Buna göre; vasiliğe atanan kişi, bu durumun kendisine tebliğinden başlayarak on gün içinde vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir.

İlgili olan herkes, vasinin atandığını öğrendiği günden başlayarak on gün içinde atamanın kanuna aykırı olduğunu ileri sürebilir.

Vesayet makamı, vasilikten kaçınma veya itiraz sebebini yerinde görürse yeni bir vasi atar; yerinde görmediği takdirde, bu konudaki görüşü ile birlikte gerekli kararı vermek üzere durumu denetim makamına yani Asliye Hukuk Mahkemesine bildirir.

Vasiliğe atanan kimse, vasilikten kaçınmış veya atanmasına itiraz edilmiş olsa bile, yerine bir başkası atanıncaya kadar vasiye ait görevleri yerine getirmekle yükümlüdür.

Denetim makamı, vereceği kararı vasiliğe atanmış olan kimseye ve vesayet makamına bildirir. Vasiliğe atananın görevden alınması hâlinde vesayet makamı, hemen yeni bir vasi atar.

Vesayetin Sona Ermesi

Vesayetin sona ermesi aşağıdaki sebeplerin varlığı halinde son bulur.

  • Yaş küçüklüğü sebebiyle vesayette, çocuğun 18 yaşını doldurmasıyla kendiliğinden, eğer çocuk mahkeme kararı ile ergin olmuşsa, ergin olma tarihini mahkeme tespit ve ilan eder ve bu tarihte vesayet sona erer.
  • Hapis Cezası sebebiyle vesayette kişinin tahliye olması ile vesayet kendiliğinden sona erer.
  • Diğer durumlarda yetkili Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı ile vesayet son bulur.
  • Vesayeti gerektiren sebebin ortadan kalkması üzerine vesayet makamı vesayetin sona ermesine karar verir. Kısıtlı ve ilgililerden her biri, vesayetin kaldırılması isteminde bulunabilir.
  • Kısıtlama ilân edilmişse, kaldırılması da ilân olunur. Fiil ehliyetinin yeniden kazanılması, ilânın yapılmasına bağlı değildir.
  • Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı yüzünden kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılmasına, ancak kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olduğunun resmî sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi hâlinde karar verilebilir.
  • Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kısıtlanmış olan kişinin vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi, en az bir yıldan beri vesayet altına alınmasını gerektiren sebeple ilgili olarak bir şikâyete meydan vermemiş olmasına bağlıdır.
  • Kendi isteğiyle kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılması, kısıtlamayı gerektiren sebebin ortadan kalkmasına bağlıdır.

Vasiliğin Sona Ermesi

Vasiliğin sona ermesini gerektiren haller aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.

  • Vasinin fiil ehliyetini yitirmesi veya ölümü, engelin veya kaçınma nedeninin ortaya çıkması hallerinde vasilik sona bulur.
  • Vasi, vasiliğe engel bir nedenin ortaya çıkması hâlinde görevinden çekilmek zorundadır.
  • Vasi, bir kaçınma sebebi ortaya çıktığı takdirde sürenin bitiminden önce de görevinden alınmayı isteyebilir; ancak, önemli sebepler varsa görevine devam etmek zorundadır.
  • Vasi, görevini ağır surette savsaklar, yetkilerini kötüye kullanıp, güveni sarsıcı davranışlarda bulunursa ya da borç ödemede acze düşerse, vesayet makamı tarafından görevden alınır. Aynı şekilde görevini yapmakta yetersizliği sebebiyle vesayet altındaki kişinin menfaatlerini tehlikeye düşüren vasiyi, vesayet makamı kusuru olmasa dahi görevden alabilir.
  • Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi veya her ilgili, vasinin görevden alınmasını isteyebilir. Görevden alınmayı gerektiren sebebin varlığını başka bir yoldan öğrenen vesayet makamı, vasiyi re’sen görevden almakla yükümlüdür.
  • Vesayet makamı, gerekli araştırmayı yapıp, vasiyi dinledikten sonra onu görevden alabilir.

Kanun Yolları İtirazlar

Herhangi bir nedenle kişi; hakkında kısıtlama/vesayet altına alınma kararı verildiğinde aynı karar ile kısıtlanan kişiye bir vasi ataması yapılmış olacaktır. Kısıtlama kararının doğru olmadığı, yerinde olmadığı esasen kısıtlamayı gerektiren bir durumun bulunmadığını iddia eden taraf bu karara karşı İstinaf kanun yoluna başvuru yaparak itiraz edebilir.

Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesinden dosyanın yeniden incelenerek ilk derece mahkemesi olan Sulh Hukuk Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasını talep edebilir. Yine aynı şekilde vesayet altına alınma talebi kabul edilmediği durumlarda da Sulh Hukuk Mahkemesi kararının iptali ve talebin kabulü yönünde karar verilmesi için İstinaf kanun yoluna itiraz edilebilir.

Kısıtlama kararının yerinde olduğu ancak bu kişiye atanan vasinin uygun kişi olmadığı yönünde bir itiraz varsa bu defa itirazın Sulh Hukuk Mahkemesinin bulunduğu yerdeki ilgili Asliye Hukuk Mahkemesine yapılması gerekmektedir. Vasi adayına karşı yapılan itirazların istinaf incelemesi veya temyiz incelemesine götürülmesi mümkün değildir.

Sonuç Olarak

Vesayet davası, vasi ve velayet gibi konular, Aile Hukuku kapsamında ele alınan konulardır. Bu konu hakkında kapsamlı bir hukuki destek ve rehberlik her zaman yararınıza olur. Bu nedenle ofisimiz ile iletişime geçerek konu hakkında detaylı bir hukuki destek alabilirsiniz. Bunun için bize iletişim formumuzu doldurarak veya telefon numaralarımızı arayarak ulaşabilirsiniz.

 

Hukuki alandaki faaliyetlerimiz için Linkedin sayfamızı buradan ziyaret edebilirsiniz

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir