Türkiye Gümrük Rejimleri ve Uygulamaları Kılavuzu

Bu makale, Türkiye Gümrük Rejimleri ve Uygulamaları Kılavuzu olarak tasarlanmıştır. Dünya ekonomisinde gelişen şartlara göre, Türkiye’de gümrük prosedürleri hızla değişerek gelişim göstermektedir. Bu yazıda, sürekli değişim gösteren gümrük düzenlemelerinin, gümrük yükümlüleri için beraberinde getirdiği veya getirebileceği çok çeşitli gümrük uyuşmazlıkları ve çözüm yolları irdelenmektedir.

Gümrük işlemleri konusunda Türkiye’deki en temel mevzuat nedir?

Öncelikle belirtilmesi gereken, Türk gümrük mevzuatının ana omurgasını, 27/10/1999 tarih ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun oluşturduğu hususudur. Bahse konu Kanunun 1. maddesinde, Kanunun amacının, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine giren ve çıkan eşyaya ve taşıt araçlarına uygulanacak gümrük kurallarının belirlenmesi olduğu hükme bağlanmıştır.

Bahse konu Kanunun dışında, tebliğlerle de güncel gelişmelere göre anlık değişiklikler de yapılabilmektedir.

Gümrük İdaresi veya İdareleri ne anlama gelmektedir?

4458 sayılı Kanunun 3’üncü maddesine göre, “Gümrük idaresi” veya “idareleri” terimi, gümrük mevzuatında belirtilen işlemlerin kısmen veya tamamen yerine getirildiği merkez veya taşra teşkilatındaki hiyerarşik yönetim birimlerinin tamamını kapsamaktadır.  Halihazırda, Ticaret Bakanlığı gümrük kanun, işlem ve düzenlemelerinden sorumludur. Bununla birlikte, “gümrük idaresi” kelimesi, ayrıca, “giriş gümrük idaresi”, “ithalat gümrük idaresi”, “ihracat gümrük idaresi”,  “çıkış gümrük idaresi” gibi bir dizi kurumu içerebilir. Bu noktada önemli olan bu makamların tamamının, gümrük yükümlülükleri hakkında karar verme yetkisine sahip olmasıdır.

Gümrük Yükümlüsü nedir?

Bu terim, gümrük yükümlülüğünü yerine getirmekle sorumlu bütün kişileri (gerçek veya tüzel kişilikleri) ifade etmektedir. “Gümrük yükümlülüğü” ile kastedilen, muhatabın gümrük vergilerini ödemesi zorunluluğudur.

Türkiye’deki Başlıca Gümrük Rejimleri Nelerdir?

4458 sayılı Türk Gümrük Kanunu, değişik maddelerinde 8 ana gümrükleme rejimini ve bunlara ilişkin düzenlemeleri içermektedir: Gümrük rejimleri;

  • serbest dolaşıma giriş rejimi,
  • şartlı muafiyet düzenlemeleri ve ekonomik etkili gümrük rejimleri
  • transit rejimi,
  • dahilde işleme rejimi,
  • gümrük kontrolü altında işleme rejimi,
  • geçici ithalat rejimi,
  • hariçte işleme rejimi,
  • ihracat rejimi.

Bahse konu her bir gümrük prosedürü kapsamındaki yerine getirilmesi gereken idari prosedürler ve yükümlülükler değişebilmektedir.

Gümrük işlemleri nedeniyle ne tür hukuki uyuşmazlıklar çıkmaktadır?

Bu noktada öncelikle gümrük idaresinin, kişiler üzerinde hukuki etkisi olan her türlü resmi işleme imza atma yetkisine sahip olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür kararların türüne göre hangi yargı mercii önünde dava açılacağı, yatırımcılar için her bir gümrük uyuşmazlığı için ayrı bir endişe konusudur. Bunun temel nedeni, hangi mahkemenin yargı yetkisine sahip olduğu sorusunun, açılabilecek herhangi bir dava için gerçekten karmaşık olabilmesidir. Genel olarak, şikayet konusu gümrük işleminin niteliği, görevli mahkemenin belirlenmesinin merkezinde yer alacaktır. Şikayet konusu kararın, doğrudan ithalat veya ihracat vergilerinin ödenmesine ilişkin bir yükümlülükten kaynaklanması halinde vergi mahkemelerinin yetkili olduğunda şüphe yoktur. Ancak bütün ihtilaflar genellikle çok değişkenli ve matriks bir yapıda bulunduğundan bu kadar basitlikten son derece uzak bir karmaşayı içinde barındırabilmektedir. İhtilafın özü bazen bir vergi işleminden kaynaklansa bile idare mahkemelerinin görev alanına giren çok sayıda dava da ortaya çıkabilmektedir.

Sonuç

Türkiye’de her bir gümrük rejiminin yasal gereklilikleri, iç hukuk çerçevesinde rejimin türüne göre değişmektedir. Ayrıca, idari bir başvuru için hangi gümrük idaresine başvurulması gerektiği ve / veya olası bir hukuki uyuşmazlık için hangi yargı mahkemesinin yetkili olduğunun saptanması bu süreçlerin doğru yönetilmesinde hayati önem taşımaktadır. Dolayısıyla, gümrük uyuşmazlıkları konusunda hukuki bir destek alınmaksızın doğru çözümlerin üretilmesi son derece güçtür. Türkiye’deki tüzel ve gerçek kişilerin gümrük işlemleri için kapsamlı bir danışmanlığa ve hukuki tavsiyeye ihtiyacı olduğu açıktır.  Özellikle bir gümrük işlemi ihtilafa dönüşmeden önce alınacak hukuki destek ve stratejik yardım, üst seviye risklerden, gereksiz harcamalardan ve zaman öldürücü davalardan kaçınmada çok etkili bir rol oynayacaktır.

Hukuki alandaki faaliyetlerimiz için Linkedin sayfamızı buradan ziyaret edebilirsiniz

Uzmanlarımız ve avukatlarımıza hemen şimdi danışabilirsiniz

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top